Rafael Benitez'in gidişinden sonra Liverpool her anlamıyla duraklama dönemine girmişti. Başarısız ve pahalı transferler, istikrardan uzak performanslar ve Şampiyonlar Ligi vitrininden tamamen uzaklaşma... 20 küsur yıldır şampiyon olamayan bir camia için bunlar bir hayli fazlaydı. İşte tam böyle bir zamanda Brendan Rodgers, kulüp efsanesi Kenny Dalglish'ten bayrağı devraldı.
2012-13 sezonunda yine inişli-çıkışlı ama hep pozitif oynayan bir takım izledik. Liverpool sezon boyu oynadığı maçlardan 5-6 tanesi haricinde hepsinde dominasyonunu rakibe kabul ettirdi, pas oyununu Premier Lig'e adapte etti. Liverpool puan tablosunda 7. olmasına rağmen pas yüzdesi, topa sahip olma, şut, pozisyon hazırlama ve açık oyundan atılan goller istatistiklerinde ilk sıralardaydı. Liverpool takım halinde gol atmak için çabalayan ve karşılığını genellikle alamayan bir takım olarak sezonu kapattı.
Brendan Rodgers en baştan beri transfer havuzunun eskisi kadar geniş olmayacağını biliyordu. Liverpool Şampiyonlar Ligi mücadelesinden tamamiyle uzaklaşmıştı. Böylesi bir takıma yıldız oyuncu getirmek eskisi kadar kolay olmayacaktı. Şartlar böyle olunca Premier Lig'de parlayan genç bir oyuncuyu, Fransa Ligi gol kralını, Şampiyonlar Ligi'nde gruplarda 5 gol atan bir forveti, U20 Dünya Kupası'na damgasını vuran takım kaptanını Liverpool'a getiremiyorsunuz. Rodgers da bunun bilinciyle transfere yaklaştı. Önce bildiği oyuncuları tercih etti. Ve devre arası sihirli değneğini iki kez takıma dokundurdu. Her menajer Coutinho ve Sturridge gibi iki oyuncuyu aynı anda transfer edip ikisinden de verim alacak kadar şanslı değildir. Kuzey İrlandalı bu yönden epey şanslıydı. Çünkü Coutinho da Sturridge de kariyerlerinde büyük kulüplerde tutunamamış ve daha alt seviyede forma şansı bulmuş oyunculardı. Riskli transferlerdi.
Brendan Rodgers geçen sezon yalnızca 14-15 oyuncuyu gerçekten kullanabildi. Bu sadece oynayanların yorulması anlamına gelmiyor. Formsuz oyuncuların dinlendirilmediği, kenardakilere de fazla şans verilemediğini işaret ediyor. Ayrıca sıkışan maçlarda taktiksel olarak bir değişiklik yapılamadığını bizlere gösteriyor. Liverpool gerçekten de ilk golü yediği maçlardan sadece birinde (Aston Villa) galibiyete ulaşmayı başarmıştı.
Rodgers hatalarından ders alabilen bir menajer. Yukarıda yazdıklarımın tamamından haberdardı. Transfer hikayeleri de bu yönde gelişti.
Kimler geldi?
Luis Alberto (20 - Sevilla - 6.8M£): Geçtiğimiz sezon kiralık geçirdiği Barcelona B'de 11 gol 18 asistle oynadı. Sol kanat ve forvette oynuyor. O mevkiler dolu olduğu için hazırlık maçlarında forvet arkasında oynadı. Jonjo Shelvey'nin yerine rotasyona girecektir.
Iago Aspas (26 - Celta Vigo - 7M£): Celta'yı önce La Liga'ya çıkaran sonra da ligde tutan oyuncu olarak biliniyor. Sezonu 12 gol 7 asistle kapattı. Hazırlık maçlarında oldukça hazır göründü. Sadece oynamıyor aynı zamanda arkadaşlarına güzel pozisyonlar hazırlıyor. İlk başlarda Premier Lig'in heyecanını kaldırmakta zorlansa da uzun vadede hücuma renk getirecektir.
Simon Mignolet (25 - Sunderland - 9M£): Premier Lig'deki kalburüstü kalecilerden. Geçen sezon 11 maçı gol yemeden tamamladı. 5 maçta maçın oyuncusu seçildi. Reina'nın son yıllardaki formsuzluğunda taraftarlara adeta ilaç gibi geldi. İlk maçlarda kurtardığı penaltı ve pozisyonlarla taraftarın gönlünde şimdiden yer edindiğini söyleyebilirim.
Kolo Toure (32 - Man City - Ücretsiz): Carragher'dan boşalan veteran stoper rolüne transfer edildi. Hiçbir zaman hızlı bir oyuncu olmadı ancak tecrübesiyle defansı çekip çeviriyor. Yedek olarak transfer edilmişti ancak beklenen stoper transferi gelene dek as takımda yer aldı ve oldukça başarılı oldu. İki farklı takımda Premier Lig şampiyonluğu var. Bu başarıyı tadan tek Liverpool oyuncusu. Mental olarak da takıma katkı sağlayacaktır. Bedavaya gelmesi büyük avantaj.
Aly Cissokho (25 - Valencia - Kiralık): Oldukça atletik ve hızlı bir oyuncu. Sol bekte Jose Enrique'yle rekabet etmeleri ikisinin de oyununu ilerletecektir. Ben iyi bir performans sergileyip sezon sonunda kalıcı olarak Liverpoollu olacağını düşünüyorum.
Tiago Ilori (20 - Sporting Lizbon - 7,5M£): Geleceğe yönelik yapılan bir transfer. Ancak bu sezonluk ondan bir şey beklemiyoruz. Gelecek sezondan itibaren kadroda yer almaya başlar. Açıkçası Ilori'nin sonunun Coates'e benzemesinden korkuyorum.
Mamadou Sakho (23 - PSG - 17M£): Liverpool için yazın en parlak ve marka transferi. 17 yaşından beri Paris'in değişmez ismi olan Sakho bu yaz Marquinhos'un transferiyle yedeğe düşmüştü. O da kendisini bir anda Liverpool'da buldu. 6 sezonda 151 maça çıktı. Yıllarca kaptanlık yaptığı için takıma mental anlamda da destek olacak. Agger ile beraber uyumlu bir tandem olacaklarını düşünüyorum. Belki de Liverpool'da sembol olan oyunculardan biri olacak.
Victor Moses (22 - Chelsea - Kiralık): Liverpool'un son transferi Moses aslında Chelsea'nin şişen hücum rotasyonuna yenik düştü. Forma bulabileceği bir takıma gitmek istiyordu ancak Liverpool'a gelmesi iki taraf için de iyi oldu. Geçen sezon 24 maçta forma giyen Moses, Sturridge'in yarısı kadar bile etki yapsa sezon sonu Liverpool'da kalacaktır. Chelsea'ye geri döneceğini sanmıyorum.
Kimler gitti?
Jamie Carragher (35 - Sky Sports - Emekli): Liverpool efsanesi Carragher gözyaşlarıyla kariyerini bitirdi. 17 sezonda 11 kupa kazandı. Geçen haftasonu Steven Gerrard anısına düzenlenen gösteri maçında tekrar sahaya çıkarak tribünlere duygu dolu anlar yaşattı. Biz onu en çok Arbeloa'ya bağırmasıyla hatırlayacağız*
Andy Carroll (24 - West Ham - 15.5M£): Geçen sezonu West Ham'da tamamlayıp ikinci yarıya adeta damgasını vuran forvetimizin bir ayağı zaten Londra'daydı. Rodgers'ın en baştan beri kadroda düşünmediği milli oyuncunun kalıcı olarak transfer olması üç taraf için de hayırlı oldu. Biz onu en çok atkuyruğu saçıyla ve pahalı bonservisiyle hatırlayacağız.
Jonjo Shelvey (21 - Swansea - 5M£): Sayısız kere fırsat tanınsa da bir türlü kendisinden beklenilen performansa ulaşamadı. Henüz geç değil belki de kendisini bir başka PL takımında bulur. Luis Alberto transferinden sonra gideceği kesin gibiydi. Biz onu en çok kel kafasıyla ve kaçırdığı pozisyonlarla hatırlayacağız.
Danny Wilson (21- Hearts - Ücretsiz): Rangers'tan büyük umutlarla transfer edilen defans oyuncusu son üç sezonunu kiralık olarak geçirmiş, üstelik pek de tecrübe kazanamamıştı. Geçen sezon oynadığı Hearts'a bedelsiz olarak katıldı. Yolu açık olsun.
Suso (19 - Almeria - Kiralık): Suso'yu Benitez takıma getirmiş, Rodgers da kazandırmıştı. Geçen sezon fırsat buldukça iyi işler yaptı. Ancak ilk 11 oynamayacak olması nedeniyle kiralık yollandı. Almeria'da Coutinhovari bir performans sergileyecek mi göreceğiz.
Pepe Reina (30 - Napoli - Kiralık): 2005 yazında takıma katılan İspanyol oyuncunun bizde pek çok anısı var. İlk 3 sezonunda üst üste yılın kalecisi seçilerek büyük bir başarıya imza attı. Fakat Benitez'in takımdan ayrılmasıyla birlikte performansı gitgide düştü. Son 2,5-3 sezondaki formuyla adeta dibe vurmuştu. Yalnızca Barcelona sözkonusu olduğunda Liverpool'dan ayrılmayı düşünmüştü. Kader onu Napoli'ye sürükledi. Orda eski günlerine dönmesi en büyük dileğimiz. Belki de Liverpool'a bir daha hiç dönmeyecek... Giderken Liverpool'a ve taraftarlara bir veda mektubu yazdı mektubu buradan okuyabilirsiniz. Biz onu en çok kurtardığı penaltılarla ve Man Utd maçında sahayı kat edip Ngog'la gol sevincini paylaşmasıyla* hatırlayacağız. Kendisi de en çok onu hatırlayacak zira. Yolu açık olsun.
Stewart Downing (28 - West Ham - 5M£): 20 milyona transfer edilen Downing geldiğinde ligin en iyi kanatlarından biriydi. Fakat kaldığı 2 sezon boyunca bir arpa tanesi kadar katkı sağlamadı. Son iki yılda saçları dökülen benden başka Liverpool taraftarı varsa da bunda Downing'in etkisi yadsınamaz. West Ham, Carroll'da olduğu gibi Downing'de de taraftarları rahatlatmayı başardı. Bu yüksek maaşlı kardeşimizi bedavaya bile yollasak kâr edecekken üzerine 5 milyon almamıza halen şaşıyorum. Transfer döneminin en yararlı transferiydi. Umarım futbolseverlere daha fazla cinnet getirtmeden futbolu bırakır.
Daniel Pacheco (22 - Alcorcon - Ücretsiz): Yine Benitez döneminde takıma katılan gençlerdendi. Potansiyelini hep korusa da bir türlü patlayamadı. Yolu açık olsun.
Usame Assaidi (24 - Stoke - Kiralık): Neden alındığını anlayamadımız oyunculardandı. Downing'in ilk 11 oynadığı ve Sterling'in sakat olduğu zaman bile takıma giremedi. Bence takımda durduğu hataydı. Sezon sonu da satılır büyük ihtimalle.
Fabio Borini (22 - Sunderland - Kiralık): Transfer sezonu sonunda rotasyonda oldukça geriye düşmüştü. Forma şansı bulmak için Sunderland'e kiralık gitti. Umarım formda bir şekilde geri döner.
Bu yaz neler oldu?
- Liverpool bu yaz Uzak Doğu turunda önce Cakarta sonra Melbourne en son da Bangkok'a uğrayarak yüzbinlerce taraftarıyla kucaklaştı. Ardından Liverpool'a dönerek gelirleri Steven Gerrard Vakfı'na bağışlanmak üzere bir gösteri maçı yaptı. Bu maçta kadim dostlardan Carragher ve Fowler da yer aldı. Ardından Norveç'e gitti. Norveç de Liverpool'un en çok lisanslı üyesinin bulunduğu Avrupa ülkesi. Ardından İrlanda'da Celtic ile maç yapan takım İngiltere'ye döndü.
- Liverpool bu sezon Celtic maçı hariç tüm hazırlık maçlarını kazanmayı başardı. Ciddi anlamda rakip olacak bir takım karşısına çıkmasa da geçen sezonlarda galibiyet görmeden sezona başladığı olmuştu.
- Hazırlık maçlarında Aspas ve Coutinho harika performanslar sergiledi. Hücumdaki uyum ve hareketlilik izlemeye değerdi.
- Kaptan Steven Gerrard sözleşmesini uzattı. Böylece kaptan en az 2 yıl daha kırmızı formayı şereflendirecek.
- Bitmek bilmeyen stoper transferi: Liverpool'un yıllardır çözemediği defans sorunları Carragher'ın emekli olmasıyla iyice alevlenmişti. Toure'yi kadroya katan Kırmızılar uzun süre stoper transfer edemediler. Toure'nin de sakatlanmasıyla çalışmalara hız veren yönetim Ilori ve Sakho'yu transfer etti. Böylece belki de Liverpool defansı uzun bir süreden beri ilk defa bu kadar zengin bir kadroya ulaşmış oldu.
- Henrik Mihtaryan elden kaçtı: Liverpool transferlerle yaza hızlı girmişti. Fakat bu hızı kesen Ermeni yıldız oldu. Şahtar Donetsk ile bu transfer için 21M£ karşılığı anlaşılmıştı. Sağlık kontrolü için gelen Mihtaryan'ın uçağı önce Londra'ya indi. Ne olduysa da ondan sonra oldu. Londra Heathrow Havaalanı'nda Liverpool taraftarlarının formalarını imzalayan Mihtaryan birkaç gün ortadan kayboldu. Araya menajeri girdi. Dortmund'un teklifi kabul edildi. Ve Ermeni yıldız Dortmund'a imzayı attı. Liverpool'un çehresini değiştirecekti fakat Liverpool onun alternatifini henüz transfer etmiş değil. Böylesi oyuncuları elden kaçırmak ise artık Liverpool taraftarlarının alıştığı bir durum.
- Christian Eriksen ve Toby Alderweireld: Ajax'ın bu iki yıldızını Şampiyonlar Ligi'ne kalamayan bir takıma getirmek oldukça güç olsa gerek. Nitekim yazın başından beri uğraşan yönetim bu oyuncuları bir türlü transfer edemedi. Yılan hikayesine dönen transferler sonucunda Eriksen Tottenham'a, Alderweireld ise Atletico Madrid'e katıldı.
- Diego Costa: Costa'nın adı geçtiğinde bizler takımı güçlendirmek için mi yoksa Suarez'in yerine mi alınacak diye düşünmeye başladık. İstatistikleri Liverpool'a tam uygun bir oyuncu olduğunu gösteriyor. Ligin en çok pozisyon hazırlayan ve şut çeken takımı ile %26 gibi gole çevirme oranı olan bir oyuncunun bir araya gelmesi gözleri kamaştırabilirdi. (Suarez %12) Hatırlatalım bu istatistikte Costa tüm Premier Lig oyuncularını geride bırakıyor. Çirkeflik ve kart görmede olduğu gibi... 21M£ ederinden çok gibi görünmüş olsa bile önce Atletico oyuncuyu satmayacağını açıkladı. Ardından Costa, Liverpool'a gitmeyeceğini duyurdu. Böylece bir transfer hikayesi daha -şimdilik- sona ermiş oldu.
- Willian: Anji'nin iflasın eşiğinde olması ve oyuncuları dağıtma kararı almasının ardından Liverpool, takıma ilaç gibi gelecek olan Willan'a talip olmuştu. Liverpool Brezilyalı yıldızla anlaşmaya yaklaşırken bir anda Tottenham transfere dahil oldu. Uzun süren pazarlıklar sonucu Tottenham'la anlaştığı söylenen oyuncunun aniden Chelsea'ye transfer olduğu duyruldu. Böylece Liverpool bir yıldızı daha elinden kaçırmış oldu.
- Liverpool transfer döneminde tam 8 oyuncuyu kadrosuna kattı. Genel olarak giden oyunculardan daha kalitelileri takıma geldi. Üstelik Downing, Carroll ve Reina'nın yüklü maaşlarını da kâr sayabiliriz. Toplamda 30 milyona yakın para cepten çıktı. Tüm bunların yanında Suarez'i de takımda tutan Liverpool ilk 4 mücadelesine şimdiden gözünü dikmiş görünüyor.
- VE LUIS SUAREZ:
Liverpool'un ve Premier Lig'in en çok merakla beklediği konulardan biri Luis Suarez'in akıbetiydi. Geçirdiği 2,5 sezonda attığı gollerden çok hal ve hareketleriyle gündeme gelen Uruguaylı Liverpool'daki günlerinin sonuna gelmişti. Yazın başında "Real Madrid'den teklif gelse elbette giderim" ile başlayan macerası "Bırakın gideyim" ile son bulacak gibi.
Geçen sezona damgasını vuran oyuncunun birçok talibi vardı. Rodgers defalarca oyuncunun satılık olmadığını ve gelen tekliflerin oyuncunun değerinin altında olduğunu söylese de Suarez artık gitmek istiyordu.
İlgilenen takımların başında gelen Arsenal'in 40 milyonluk teklifi reddedildi. Ancak daha sonra sözleşmesindeki maddeden yararlanmaya çalışan Arsenal 40,000,001£'luk bir teklif yaptı. Bu teklif Rodgers ve Henry tarafından itibarsız olarak yorumlandı.
Liverpool'un Norveç'e olan yolculuğuna 'ayağındaki sakatlık' nedeniyle katılmayacağını açıklayan Suarez, tüm kulüp ordayken İngiliz basınına bir röportaj verdi. Yalnızca birkaç ay önce "İngiliz basınından ailecek rahatsız oluyoruz. İngiltere'den bu yüzden ayrılmak istiyorum." dediği İngiliz basınına... Taraftarlara Şampiyonlar Ligi'ne katılan bir takıma gitmek istediğini duyurdu. Geçen sezon yönetimden aldığı "ŞL'de yer alamazsak giderim" sözünün uygulanmasını istediğini söyledi. Belki de son kez 'gemileri yaktı'. Yönetim, menajer ve kendisi arasında özel kalması gereken sözü basına duyurduğu için oldukça çaresiz kalmış olmalıydı. Nitekim Futbolcular Birliği'nden gelen yanıt da Liverpool yönetimini aklar nitelikteydi: "Liverpool Suarez'i satmak zorunda değil."
Liverpool yönetimi ve Rodgers'ın kriz yönetimiyle Suarez krizi çözüldü. Rodgers'a göre Arsenal'den başka hiçbir takım Suarez'e resmi teklif yapmamıştı. Başka John Henry de "Suarez'i rakibimiz olan bir takıma satmayacağız" diyerek Suarez'i adeta köşeye sıkıştırmış oldu. Daha sonra Suarez takım arkadaşlarından ve menajerinden özür dileyerek takımla çalışmaya başladı. 25 eylüldeki Man Utd'a karşı yapılacak Lig Kupası maçında cezasını tamamlayarak sahalara dönebilecek. Belki de Liverpool'un en iyi transferinin kendisini takımda tutmak olduğunu herkese ispatlayacak.
Kişisel tahminim: Liverpool bu sezon geçen seneye göre daha baskılı ve keyifli futbol oynuyor. İyi futbolu maçın geneline yaymayı başaramasa da Liverpool geçen sezonki durumdan farklı olarak kötü oynadığı halde kazanabiliyor. Bunda defans ve kalecinin de etkisi büyük. Suarez'in dönüşüyle takım oyununun devamı sağlanabilirse Liverpool bu sezon rakiplerine korku salmaya devam edecektir. Bence Liverpool bu sezon Arsenal ve Man Utd ile 4.lük mücadelesine girip ligi 5. tamamlayacak.
İlgilenen takımların başında gelen Arsenal'in 40 milyonluk teklifi reddedildi. Ancak daha sonra sözleşmesindeki maddeden yararlanmaya çalışan Arsenal 40,000,001£'luk bir teklif yaptı. Bu teklif Rodgers ve Henry tarafından itibarsız olarak yorumlandı.
Liverpool'un Norveç'e olan yolculuğuna 'ayağındaki sakatlık' nedeniyle katılmayacağını açıklayan Suarez, tüm kulüp ordayken İngiliz basınına bir röportaj verdi. Yalnızca birkaç ay önce "İngiliz basınından ailecek rahatsız oluyoruz. İngiltere'den bu yüzden ayrılmak istiyorum." dediği İngiliz basınına... Taraftarlara Şampiyonlar Ligi'ne katılan bir takıma gitmek istediğini duyurdu. Geçen sezon yönetimden aldığı "ŞL'de yer alamazsak giderim" sözünün uygulanmasını istediğini söyledi. Belki de son kez 'gemileri yaktı'. Yönetim, menajer ve kendisi arasında özel kalması gereken sözü basına duyurduğu için oldukça çaresiz kalmış olmalıydı. Nitekim Futbolcular Birliği'nden gelen yanıt da Liverpool yönetimini aklar nitelikteydi: "Liverpool Suarez'i satmak zorunda değil."
Liverpool yönetimi ve Rodgers'ın kriz yönetimiyle Suarez krizi çözüldü. Rodgers'a göre Arsenal'den başka hiçbir takım Suarez'e resmi teklif yapmamıştı. Başka John Henry de "Suarez'i rakibimiz olan bir takıma satmayacağız" diyerek Suarez'i adeta köşeye sıkıştırmış oldu. Daha sonra Suarez takım arkadaşlarından ve menajerinden özür dileyerek takımla çalışmaya başladı. 25 eylüldeki Man Utd'a karşı yapılacak Lig Kupası maçında cezasını tamamlayarak sahalara dönebilecek. Belki de Liverpool'un en iyi transferinin kendisini takımda tutmak olduğunu herkese ispatlayacak.