
31 Mayıs 2009 Pazar
30 Mayıs 2009 Cumartesi
Seri ne zaman biter?

5. maç itibariyle kırmızı köşede epey sevindirici gelişme oldu açıkçası. Bunları tek tek işlemek de bir cümle halinde söyleyivermek de mümkün.
Öncelikli olarak takımın mental olarak level atladığı gerçeği. Bu sene Cleveland, Orlando'ya karşı 23 sayıyla önde olsa da 45 sayıyla geride olsa da hep "küçük Emrah" psikolojisi ile oynadı. Orlando oyuncuları, Alston hariç, Cleveland oyuncularına karşı hep rahattı. Bir Hido, bir Pietrus'u ele aldığımızda zaten göreceğiz. Cavs ise hep gergin oldu. Hakemler 5 maçın hepsinde bariz Cleveland'a daha fazla şans tanıdılar. Ama buna rağmen mavi formalılar hep olgun davranış göstermişlerdi. 5. maçta ise özellikle son çeyrekte LeBron ve arkadaşlarının bu konuyu aştıklarını gördük. 10 sayı önde olmalarına rağmen bu farkı maç sonuna dek korumaları buna ispat olmalı.




25 Mayıs 2009 Pazartesi
Erken konuşmayalım ama...
Erken konuşmak istemem ama sanırım bu sezon LeBron için erken. Takımın hepsinin bu kadar formda ve dolu olduğu bir sezonda konferans finalinde veda etmek üzücü olur. Her ne kadar bu cümleler çok karamsar olsa da seri 7. maça kadar uzar büyük ihtimal. Ama böyle giderse isterse 10. maça kadar uzasın neye yarar.
Lafı daha fazla uzatmak istemiyorum. Yeterince gerginim bu maç için de yazı yazmasak ne olur sanki.
Maçın özeti olan iki fotoğraf da aşağıda buyrun:

Lafı daha fazla uzatmak istemiyorum. Yeterince gerginim bu maç için de yazı yazmasak ne olur sanki.
Maçın özeti olan iki fotoğraf da aşağıda buyrun:


24 Mayıs 2009 Pazar
Hedef farkı



Acaba Fatih Terim Galatasaray'ın başında iken UEFA Kupası'nı almayı hiç aklından geçirdi mi? Ya da kupayı aldıktan sonra Galatasaray'la beraber alacağı başarıları planladı mı? Sanmıyorum. Ve galiba bu da aynı kulüp başkanları gibi Türk teknik direktörlerinin bir sorunu: gelecek planlaması.
Kalır mı?

Konya da geçenlerde Ünal Karaman ile anlaştı. Ünal hoca ve Konya yönetimi zaten her daim anlaşmaya meyilli. Ünal'ın Konyalı olması bunda bir numaralı etken. Neyse konumuz bu değil çünkü ben bu teknik direktör değişimlerine takılmayı pek sevmiyorum malum ülkemiz şartları...
Fenerbahçe düşüşte olan bir ekip bunu biliyoruz. Saçma puan kayıpları ve işbilmezlikle buraya kadar geldiler. Fenerbahçe'nin Konyaspor'a karşı Kadıköy ortalaması 4 gol. Ama Konya hiç bu kadar önemli maç için Kadıköy' gelmedi. Tabi geldiğinde de Fener hiç bu kadar kötü değildi. Konya bu maçtan puan almak zorunda. Son hafta Ankaraspor'u yeneceğini düşünüyorum. Ama kalmak için yeterli olmayacaktır. Zira Konyaspor'dan çok daha özveriyle oynayan takımlar var.
Futbolun duygusal yanı

2001 yılından beri Blackburn'de oynuyor. Tugay'ın kariyerinin de bir sonu olacaktı mutlaka. O gün bugün. Taraftarlar ve Blackburn camiası Tugay'a veda edecek West Brom maçıyla. Biz de kendisine geri kalan hayatında başarılar diliyoruz. Bakarsınız bir gün kaldıramadığı UEFA'yı Galatasaray'ın başında kaldırır...

23 Mayıs 2009 Cumartesi
Son nefeste


Son 7 dakikadaki 7 sayısı olmasa mağlubiyetin en büyük mimarı olacaktı Maurice Williams. 42 dakika sahada kalıp bu kadar verimsiz olan oyuncu çok azdır. Mike Brown ise Williams'ı o haliyle bile sahada tutup Daniel Gibson'ı hiç oyuna almadı. İlginç bir karar. Koçların kararı tabi ki doğruya en yakındır. Zira oyuncunun antremandaki durumunu, form grafiğini, mental olarak hazır olup olmamasını bizim bilmemiz olanaksız. Ama yine de bazı anlarda Mo-Will saç baş yoldurdu. 21 şut deneyip 7 defa isabet buldu.


20 Mayıs 2009 Çarşamba
Bu son olsun
City nereye böyle?

Ah Denver!



19 Mayıs 2009 Salı
Yaramazlar


Konyaspor'a Bank Asya'da, Es-es'e Süper Lig'de başarılar...
12 Mayıs 2009 Salı
"Kontrat sorunlusu Tevez Liverpool ile flört ediyor"

Başlığımız Football Manager'ın Türkçe versiyonundan. Kontratını yenilemeyen ve başka kulüplerle görüşen futbolcular için kullanılıyordu oyunda. Ama Tevez için bu doğru sayılmaz. Tevez kalmak istemesine rağmen kulüpten sözleşme teklifi gelmediğini belirtmişti geçtiğimiz günlerde yaptığı konuşmada.
Yine o konuşmada İngiltere'nin yerine -İspanya dahil- hiçbir ligde forma giymeyeceğini söylemişti. Bugün ise "Liverpool ve Kop tribünü için oynamak isterim" demiş bir radyo programında.
Ne diyelim bekleyip göreceğiz.
Denver finali erteledi

Dallas karşısında seride 3-0 önde olan Denver dün geceki maçı kaybederek konferans finalini erteledi. Dallas'ta 44 sayıyla Nowitzki maçın yıldızıydı. Ancak bu galibiyetin Denver'ı pek etkilemeyeceğini düşünüyorum. 5. maçta işi bitirirler.

11 Mayıs 2009 Pazartesi
Houston başa döndü

Peki bu müthiş zaferin baş mimarı kimdi? Yao Ming sakatlanmıştı, T-Mac zaten yılın yarısını sakat geçiren bir isim. Artest de 8 sayıda kaldığına göre... Sürpriz bir isim, Aaron Brooks, 34 sayıyla maçın en skorer ismiydi. Olağanüstü savunması ve beklenmedik hücum katkısıyla Shane Battier elbette takımdaki 2. en iyiydi.

Bu gece ise iki seri büyük olasılıkla bitecek. LeBron ve saz arkadaşlarına başarılar...
9 Mayıs 2009 Cumartesi
Stressiz geçen bir gün daha

Puan yükseltme maçında kazanan Liverpool oldu 3-0'la. Gerrard'ın 2 golü ve Babel'in tek golü var. Benitez için en stressiz maçlardan biriydi. Artık ligi çevirmek için şans falan yok. Man Utd aynı rahatlıkla Manchester derbisini alacaktır. Onlar da artık ufaktan ECC'yi düşünmeye başlasınlar. Zira karşılarında yılın 1 numaralı takımı olacak.
Uzun zamandır sakatlık veya başka sebepler yüzünden piyasada görünmeyen Torres hem ilk golün asistini yaptı hem de penaltıyı yaptırdı. 72. dakikada yerini Babel'e bıraktı.
Maç ile ilgili bir diğer ayrıntı da çoğu penaltıda kalecinin soluna atan Gerrard'ın bu kez kalecinin sağına attığıydı. Penaltıyı kaleci iyi kurtardı ama top önüne düşünce tamamlamayı da bildi.
Bir de Guardian Football'un canlı anlatım servisinde denk geldim. Bu sezonki Liverpool gollerini zaman aralıklarına bölmüşler. Dikkatimi çekti hemen buraya aktarayım:
Times of Liverpool goals:
0-15 mins = 5
16-30 mins = 7
31-45 mins = 14
46-60 mins = 9
61-75 mins = 11
76-90 mins = 25
Düşenin dostu olmaz

Ligin en az bütçeyle kurulmuş takımı ya da ligin tek üniversite takımı idi Selçuk. Bilet fiyatları oldukça düşüktü ve tam olarak üniversitelilere hitap ediyordu. Kampüsün içindeki spor salonu ve cazip bilet fiyatlarından başka neye gerek vardı ki. Bu avantajından da oldukça faydalandı. Sezonun büyük çoğunluğunda iç saha maçları başa baş ve seyir zevki üst seviyede geçiyordu. Alınan mağlubiyetler pek önemsenmiyordu çünkü düşmeye aday 5-6 takım mücadele ediyordu. Bir ara 5 maçta 4 galibiyet serisi yakalandı. Başı KSK sonu Oyak Reno maçı. Aliağa zaten serbest düşüşte, Kepez de Aliağa'ya ikram yapmaktan çekinmiyordu. Tüm oyuncular psikolojik olarak ligi bıraktılar o an. Çünkü Aliağa'nın o durumdan geri gelecek mecali falan yoktu. Sonra da bizim serbest düşüş...


7 Mayıs 2009 Perşembe
Kazanan bir kez daha futbol oldu

Man Utd-Barcelona finali hiç şüphesiz hem UEFA'nın hem de futbolseverlerin istediği bir finaldi. UEFA da kuraları bu doğrultuda çekti tabi ki. Ancak Chelsea ve Hiddink hesapta yoktu. Hiddink kuşkusuz şu anki teknik direktörler arasında teknik analiz ve taktiksel anlayışı sahaya dökme açısından dünyada bir numara! Önce formda bir Liverpool, sonra da parmak ısırtan, oynadığı oyunla başka gezegenlere atfedilen Barcelona... Tabi ki Barcelona, Real Madrid maçındaki kadar rahat olamayacaktı ama bu kadar da mağdur duruma düşeceklerini tahmin etmiyordum.
Neyse adalet yerini buldu. Son 20-30 yılın en iyi futbolunu oynayan takım son dakika golüyle ve hakemin zoruyla da olsa finale çıkmayı başardı. Finalde de Barça'yı tutacağımdan şüpheniz olmasın.
Bir de Sabri... pardon Alves'i kınıyorum oynadığı futboldan dolayı...
5 Mayıs 2009 Salı
Sami Hyypia

Güle güle Sami Hyypia...
Lakers'ı düz ovada avlarlar...

4 Mayıs 2009 Pazartesi
Devir-teslim

3, 4, 5 ve 6. sıradaki takımlar (Sheffield, Reading, Burnley, Preston) da play-off oynayacak ve EPL'ye gidecek 3. takım da belli olacak.
Peki önümüzdeki sezon onların yerine kimler Championship'te mücadele edecek?
1- West Bromwich Albion (28): 12. haftadan beri ligde 20. olan West Brom'un çoğu kişiye göre hiç şansı yok. Doğrusu haksız sayılmazlar. Bu kadar hafta rölantide bekleyip son 3 hafta 3 galibiyet alma ihtimali yok.
Kalan maçlar: Wigan, Liverpool, Blackburn (A)
2- Middlesbrough (31): Tuncay'ın takımı olarak aklımızda kalan M'boro ise 19. haftadan beri düşme tehlikesi ile boğuşuyor. Matematiksel olarak şansları hala var ancak bu istikrarsızlık ve isteksizlik onları 2. favori haline getiriyor.
Kalan maçlar: Newcastle (A), Aston Villa, West Ham (A)
3- Newcastle United (31): İnişli çıkışlı bir grafik çizen Newcastle'ın bu hale düşeceği hiç kimsenin aklına gelmezdi aynı Middlesbrough gibi. Kadro olarak da birçok takımı geride bırakan Newcastle'ı geçtiğimiz haftalarda teknik direktörlüğe gelen Alan Shearer da kurtaramadı. Bu haftaki Middlesbrough maçını kazandıkları takdirde kalmayı hak edebilirler.
Kalan maçlar: Middlesbrough, Fulham, Aston Villa (A)
4- Hull City (34): Sezonun hemen başında ilk 10'a girmişlerdi. Lige yeni katılan bir ekip için oldukça üst düzey bir başarıydı. Ancak sonrasında başarısızlıklar aldı başını gitti. En son düşme hattının hemen üstünde kendine yer buldu Hull. Eminim şu an ligin ilk yarısında aldıkları puanların her birine şükrediyorlardır. Ligde kalırlarsa muhtemelen 3-4 puan farkı ile kalacaklar. Diğer takımlardan bir fazla avantajı da kalan maç sayısının 4 olması. Gerçi biri Man Utd ile. Nasıl bir avantajsa...
Kalan maçlar: Aston Villa (A), Stoke, Bolton (A), ManU
5- Sunderland (35): Hull'un hemen üstünde duran Sunderland'in ayrıca bir maç fazlası da var Hull'dan. Fikstür olarak iddiasız 2 takımla ve Chelsea'yle oynayacaklar. İlk iki maçtan 4 puan kaptıkları takdirde ligde kalırlar.
Kalan maçlar: Bolton (A), Portsmouth (A), Chelsea
6- Blackburn (37): Aslında Blackburn bundan sonra maç kazanamasa dahi ligde kalır büyük ihtimal. Ama biz yine de ligde kalmasını hesaplayalım. Tugay'ı yedek takıma yolladılar ya sırf o yüzden düşmelerini de istiyorum aslında...
Kalan maçlar: Portsmouth, Chelsea (A), West Brom
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)