24 Mayıs 2009 Pazar

Hedef farkı

20 Mayıs'taki finalde hepimizin aklından geçmiştir Galatasaray'ın aldığı UEFA Kupası. O kupadan hemen sonra yangından mal kaçırır gibi gitmişti Fatih Terim Avrupa'ya. Hedefleri vardı ve UEFA Kupası onun için iyi bir reklamdı. İtalya macerasını tartışmak değil benim niyetim. Zira kendini İtalya'da kısa 1,5 senede iyi manada tanıttı ve son günlerini Milan gibi dünya devi bir kulüpte geçirdi. Yönetim Ancelotti'yi göreve getirmek için kovdu Terim'i. Yoksa başarısız sonuçlar hikaye. Öyle olsaydı zaten 2001'den beri Ancelotti'yi 3 defa kovarlardı.

Peki Terim ne yaptı sonra? Sene sonu Galatasaray şampiyon olmuştu Lucescu'yla. Ama Terim'in başına gelenlerin aynısı Lucescu'nun başına geldi. Terim'i getirmek isteyen Özhan Canaydın başkanlığa gelince Luce'ye kapıyı gösterdi.

2 yıllık Beşiktaş macerasından sonra Lucescu Shaktar'ın başına geçti. O zamanlar kendisini pek takip etmiyorduk ama o günden belliymiş bir şeyler planladığı. Lucescu 2004 yılından beri yani 5 yıldır Ukrayna takımının başında. Son gördüğümüz maçta da oynattığı futbol mini Barcelona gibi sanki. Oyuncular görevinin dışında ya da istemeden bir şey yapmıyor. Yaptığı paslar, koşular hepsi önceden programlanmış gibi. Romanyalı sanki Hiddink zihni ile üretmiş bunları. Oynattığı futbol ve kazandığı bu başarı kendisi için yeterli sanılabilir. Ancak gözünü Şampiyonlar Ligi'ne çevirmiş Lucescu. "Şampiyonlar Ligi'nde ilerleme kat etmeliyiz" diyor. Halbuki kendisi sözleşmesini yenilemeyip gitmek istese çoktan Avrupa'nın büyük kulüplerinden bir tanesine gidebilirdi. Ama yapmadı. Baştan sona kendisinin kurduğu sistemin meyvelerini sonuna kadar almak istedi ve doğrusunu yaptı.

Acaba Fatih Terim Galatasaray'ın başında iken UEFA Kupası'nı almayı hiç aklından geçirdi mi? Ya da kupayı aldıktan sonra Galatasaray'la beraber alacağı başarıları planladı mı? Sanmıyorum. Ve galiba bu da aynı kulüp başkanları gibi Türk teknik direktörlerinin bir sorunu: gelecek planlaması.

Hiç yorum yok: