10 Haziran 2009 Çarşamba

Let's go Magic!


Serinin 3. maçı tam bir karnaval gibiydi. Sanıyorum ki tüm izleyenler basketbola doymuştur. En azından ben ağzıma kadar basketbol doldum. Hepimiz Orlando'nun kazanacağını tahmin ediyorduk ama bu denli müthiş hücum edeceklerini tahmin edenlerin sayısı üç-beşi geçmez.

Oyunun hemen başında, ilk çeyrekte, başlı başına iki müthiş performans vardı. Bir yanda "şut kaçırmayan" Kobe diğer yanda harikulade Orlando takımı. Orlando'nun performansı gerçekten çok ilginçti zira normal şartlara göre atış yüzdeleri inanılmazdı. Bu senenin facia adamı Rafer Alston önderliğinde adım adım ilerleyen bir ordu gördük sanki. Howard da topu aldıktan sonra kafasını kaldırınca küçük ama önemli iki asist yazdırdı istatistik hanesine. İlk çeyrekte 17 sayı kaydeden Kobe bir rekor sinyali vermişti ancak diğer bölümde ilk çeyreğe göre gerçekten çok sönüktü. Ha tabi yaptığı 8 asist bunu fazlasıyla karşılıyor.

İlk yarı sonucunda Orlando Magic'in iç saha yüzdesi %75'ti. Bu da finallerde yapılan en yüksek yüzde. Kaan Kural'ın da bahsettiği gibi "%45 sınır yüzdedir. Altı kötü, üstü iyidir. 50 iyidir. 55 harikadır. 75'i karşılayacak bir cümle kuramıyorum." Gerçekten öyleydi. Ama ilginçtir Magic bu yüzdeyle attığı sürece Lakers her zaman öndeydi. Gasol çok sağlam oynadı. Ariza her zamanki gibi Hido'yu çok yıprattı. Ancak bu yüksek yüzde maç bitene kadar Orlando'nun yanındaydı.

Koskoca Orlando tamamen kusursuz muydu? Hayır tabi. İlk yarıda aksayan parçalardan biri Rashard Lewis'ti. Lewis önceki maçlardaki performansından biraz ödün vermiş gibiydi. Gerçi ikinci yarı açıldı birkaç ceza üçlüğüyle beraber.

Hidayet'e ise ayrı bir paragraf ayırmak gerek. Tam bir basketbol üstadı. 1 oynuyorsa 1 de oynatıyor. Nerede sayı atacağını nerede asist yapacağını çok iyi biliyor. NBA'de çoğu takımda aranan parçaların tek kişide birleşmiş hali. Attığı 18 sayı ve yaptığı çok çok değerli 7 asist yine takımı sürükledi. O aslında gösterişli performansları tercih etmiyor, Van Gundy'nin diğer oyuncuları gibi. 40 sayı 10 asist yerine 20 sayı 20 asisti tercih edecek bir oyuncu.

Neyse laf kalabalığı yapmaktansa 4. maçı beklemek gerek. Tek bir tavsiyem var "serinin kader maçı" söylemlerine kulak asmayın. Sonuçta bu final serisi. Her maç kader maçı olmak zorunda.

Aşağıdaki resim ise maçı bitiren top çalma:

Hiç yorum yok: