9 Eylül 2009 Çarşamba

Sevinç-hüzün karışımı bir duygu

Polonya'da Avrupa'ya açık açık meydan okuyan, ismimizi zihinlere altın harflerle kazıyan 12 cesur yüreğe mi sevineyim yoksa son katıldığı Dünya Kupası'nda 3. olan ve o günden bugüne Dünya Kupası'nın uzağından geçemeyen milli takıma üzüleyim mi karar veremedim.

Türk milli takımının tarihindeki en iyi jenerasyonlarından birini belki de birincisini harcayarak kendi hanesine kocaman bir "0" yazan Fatih Terim'e bir alkış da benden! Ardalar, Semihler değerini katlayacaktı. Oysa şimdi önlerinde bir tek Avrupa Ligi var. Belki de Arda Tottenham yerine Fulham'a gidecek. Ya da Valencia yerine Getafe'ye... Yazık değil mi? Yazık tabi.

Bir de matematiksel olarak şansımız devam ediyormuş! Hadi ordan!

Hiç yorum yok: