4 Haziran 2010 Cuma

Güney Afrika için 10 gözde senaryo


Öncelikle merhaba! Sınır Tanımayan Blog kepenkleri Dünya Kupası ile açmaya karar verdi. Hoş-beş etmeden yazımıza geçelim.

Orda burda onlarca senaryo dolanıyor. Kimileri favorileri göğe çıkarırken kimileri sürpriz peşinde oluyor. Gelin 10 gözde senaryoyu beraber inceleyelim:

1- Avrupa Dominasyonu: Her futbolsever Dünya Kupası gruplarını gördüğü anda ilk 2'yi ve daha sonraki turların hesaplarını yapar. Diğer Dünya Kupalarında olduğu gibi bunda da Avrupa futbolu diğerlerine birkaç adım önde başlıyor. Grup 1.leri tahmin edilirken de Brezilya ve Arjantin'in grupları hariç diğer hepsinde 1. sıraya Avrupa takımları yazılıyor. 7/9 fena sayı değil. Bir de olur da yarı final oynayan 4 takımdan 3'ü Avrupalı olursa popüler kıta sanırım bir kez daha kendini ispat edecek.

2- Messi+Maradona=Arjantin: Arjantin en gözde takım. Hücum hatları açık ara 32'nin en iyisi. Ama görüyoruz ki fanatik Arjantinliler ve "Hand of God" ruhunu geri isteyenler hariç kimse Arjantin'in şampiyonluğunda umutlu değil. Elbette sonlarını kendileri hazırladılar. 90+ larda Güney Afrika'ya gelmeleri, Maradona'nın istikrarsız kadro tercihleri gibi sebeplerle kimse Arjantin'i şampiyonlar arasına yazmıyor. Mavi-beyazlıları izlemek oldukça zevkli olacak. Umarım 2002 faciasını tekrar yaşamazlar.

3- "Renkli" Kıta Afrika: Ev sahibi kıtanın sakinleri mücadele olarak bize hep zevkli maçlar izletmişlerdir. Ancak yine şampiyonluk ve yarı final hayal gibi görünüyor. Güney Afrika ev sahipliği gazıyla gruptan çıkmaya çalışsa da işi zor.
Nijerya 2.lik için favori görünüyor.
23 oyuncusunun 3'ünü kendi liginden kalan 20'sini de Avrupa'dan getiren Cezayir, elemelerdeki savaşın galibi olarak gelse de toplama bir takım gibi duruyor.
Gana deyince akla ilk Essien gelirdi ama Essien takımını Güney Afrika'da kaderiyle baş başa bıraktı. Onların da işi çok zor.
Etoo'nun ayağına bakan Kamerun grup 2.liği için avantajlı.
İlk maçta Portekiz'i yenip malum ölüm grubundan çıkma hesapları yapan Fildişi ise bugün hüzne boğuldu. Kaptan Drogba kupada yok.

4-Honduras-Yeni Zelanda-Kuzey Kore: Gruptan çıkmalarına imkansız gözüyle bakılan takımlar. Umarım Güney Afrika'ya neden geldiklerini hepimize ispatlarlar.

5- Brezilya Hegemonyası: 5 kupalı Brezilya şüphesiz turnuvanın en tecrübeli ülkesi. Gösterişli kadrosu ve ulaşılmaz geçmişiyle kimisi için bir rüya kimisi için en kötü son. Öyle veya böyle Brezilya en azından çeyrek finale kadar çıkacak. Sonrası kısmet işte. Beklentileri 2006'da Almanya'ya gömüp öyle eve dönmüşlerdi. Sambacılar aynı 2006'dan önce olduğu gibi elemelerde 1. olmayı yeterli görmeyip bir de Konfederasyon Kupası'nı ceplerine koydular. Son anıları değiştirmeye kararlılar. 2014'e hem ev sahibi hem de son şampiyon olarak gitmek kadar güzeli var mı? Bir de ilginç istatistikleri var. 5 kupanın 4'ünü Avrupa dışında almışlar. Afrika, Brezilya'ya uğurlu gelir mi dersiniz?

6- 2006 Finalistleri: O günün kadroları aynı değil elbette. Ama teknik adamlar aynı. Domenech ve Lippi milli takımlarında son maçlarına çıkacak. Son ikinci Fransa sadece Avrupa'nın değil Dünya'nın da en saygı duyulan kadrolarından birine sahip. Ancak şöyle bir durum var. Yıllardır "Fransa milli takımı" diye çağrılmıyorlar. Onların adı "Domenech'in Fransa'sı" Fransa'nın verimli nesillerinden biri Raymond Domenech'in elinde çürüdü. Ülke olarak artık Blanc'ı bekliyorlar. Henry'nin eli ile geldiklerinde İrlanda'nın ahı tutar mı diye düşünmüştüm aslında. Kuraları kolay değil ama muhtemelen gruptan 1. çıkacaklar.
Diğer finalist daha doğrusu son şampiyon İtalya ise Lippi sonrası ve öncesi Donadoni ile zorlu bir imtihan yaşadı. Üst üste başarısız ve umutsuz günler yaşayan ekip en son Konfederasyon Kupası'nda dibe vurdu. Güney Afrika'da elbette kendilerini toparlayacaklardır. Ama Lippi yerine bir başkası olsaydı daha umutsuz olacaklardı.

7- Asyalılar: Güney Kore, Kuzey Kore ve Japonya. Gruptan çıkma ihtimalleri çok düşük. Hatta turnuvaya renk katmaları bile beklenmiyor. Doğrusu ben de onları pek antipatik buluyorum. Umarım haksız çıkarım.

8- Amerikalıların Akıbeti: Amerika kıtasının tamamı Brezilya ve Arjantin değil elbet. Diğerleri pek medyatik olmamasına rağmen Dünya Kupası'nda kendilerinden söz ettirmeye kararlı.
ABD; Dempsey, Altidore, Donovan uyumuna bel bağlayıp 2. olma peşinde. Birde ilginç Konfederasyon anıları var ki. Aynı bizim Euro 2008 gibi.
Uruguay ve Meksika'nın aynı gruba düşmesi şanssızlık diyelim. Ama ikisinin de çıkmak için yeterli şansları var.
Paraguay, İtalya'nın; Şili ise İspanya'nın yancısı olmak için hazır.
Bir de Honduras var. Onu da yukarıda yazdık zaten.

9- Turnuva takımı Panzerler: Kupaya kaptansız katılacak takımlar sadece İngiltere, Gana ve Fildişi değil. Almanlar da kaptanları Ballack'tan yoksun kupaya katılıyorlar. Medyamıza "turnuva takımı" olarak geçen Almanya yine bu özelliğini kullanmayı deneyecek. Eski Alman mühendisleri bu kez Türk yapımı Mesut'a bel bağlamak zorundalar.

10- İngiltere-İspanya: Final için biçilmiş en güzel kaftan. Bir yanda futbolu bulan, dünyaya kabul ettiren ve ligiyle futbolu sevdiren biraz soğuk biraz hızlı bambaşka bir ülke. Diğer yanda futbolun en paslısı, 11 kişinin oynadığı tiyatro oyunu, izleyicileri İngiltere gibi büyüleyip, takımları Brezilya gibi yenen ülke. Birini diğerinden ayıramıyorum. İngiltere hızlı, tempolu, orta sahası en az forvetleri kadar gol isteyen bir takım. İspanya'nın ise gol gibi bir derdi yok. Pas yaptıkça gol zaten kendisi geliyor. İngiltere'nin başında Capello olmasa muhtemelen kimse onları bu kadar konuşmayacaktı. "66 ruhu"nu her kupada çağırırlar. Ama bu kez çok inanıyorlar. "Stoper ikilisi dünya üzerinde başka hiçbir yerde yok" demek isterdim Ferdinand sakatlanana kadar. Ama bu onları yıldırmayacak. Capello'nun tam bir winner olduğunu onlar da biliyorlar. İngiltere için ölü toprağını serpip şampiyon olma vakti geldi.
İngiltere, futbolun en iyisi ise İspanya, futbolun en güzeli. Del Bosque'nin ekibi kendi tarihlerinin en güçlü takımlarından birine sahip. Orta sahası ve forveti dudak uçuklatan cinsten. Dünya Kupası'nı almaya tam olarak hazırlar. Futbolculara en fazla prim vaat eden takım olmaları da cabası. Ama en büyük korkuları ve handikapları Dünya Kupaları tarihinde çeyrek finalden öteye gidememeleri. Muhtemelen son Avrupa Şampiyonu, bu zinciri kıracak. Fakat gösterişli bir şampiyonluk muhteşem olacak.

Dipnot: Değinmediğim ve içimde kalan bir Hollanda var. İspanya'yı Barcelona saydığımızda Hollanda'yı da Arsenal saymamız gerekir. Turuncular Euro 2008'deki gibi yine renk katacaklar. Umarım erken elenmezler çünkü onları izlerken zevk alıyorum.

Hiç yorum yok: