31 Ağustos 2009 Pazartesi

Nefret odağı haline gelmenin dayanılmaz ağırlığı

Geçen iki sezon Türk futbolu öncekilerden çok farklı şeyler yaşadı. Bir sonuca ulaşamasa da Anadolu takımları genelinden Sivasspor özeline küçük bir devrim yaşandı. Artık fanatik olmayan Anadolu insanı İstanbul takımlarındansa taşranın Sivas'ını destekliyordu. Bülent Uygun'un asker edebiyatından tutun da Anadolu ve halk söylemlerine kadar birçok açıklaması da Sivasspor'a büyük bir destek sağlamıştı. 2008 yılının sonunda ilk yarıyı lider kapatan Sivasspor 'bir kısım medya'nın "ilk yarıyı lider kapatan takım yüzde şu kadar şampiyon olmuş" genellemesiyle beraber uçuş moduna geçmişti.

Lig Tv'nin Sivasspor maçlarını da yayın listesine almasıyla futbolseverler Sivasspor'un gerçek yüzünü görmeye başladı. Yılda 8 maçını izlediğimiz ve bu maçların çoğunu da mağlubiyetle kapatan ama şampiyonluğa oynayan Anadolu takımının makyajsız, saf güzelliği(!)ni görmüştük artık. O zamanlar sohbet ettiğimiz herkese sordum Sivas'ı nasıl bulduğunu. Hemen hemen herkesten aldığım cevaplar "savunma futbolu", "kapalı oyun", "90 dakika yat belki bi gol atar da yatarsın" gibi şeylerdi. Bense Yunanistan futbolunu oldum olası sevmem. Euro 2004'ten beri bu tarz futbol zaten kan kusturdu millete. Ama Türkiye'de Anadolu takımlarını bu taktikle rahatlıkla geçiyordunuz. Bülent Uygun'un yaptığı başka ne idi ki?

Bu kısımları atlayalım artık çünkü o zamanlar Sivas medyada bayağı meşhurdu herkes konuşuyordu. Gel gelelim dananın kuyruğunun koptuğu yere. Ankaraspor'u açamadı Sivas ve 1-1 bitti maç. Sonra artık penaltı mı verilmedi yoksa gol atamamanın siniriyle Bülent Uygun yedek kulübesini tekmelemeye başladı. İlk başta kırılmayan mağdur kulübe tekmelere dayanamayarak kırıldı. Artık medyada farklı bir Sivasspor karakteri vardı. Tüm ülkeden aldığı pozitif enerji ve sempatiyi (önceki birikimleri de ekleyerek bir anda) antipatiye dönüştürüvermişti. O günden sonra birçok insanın bedduası tutmuş olacak ki önce Gaziantep sonra İBB maçını kaybederek koca Sivas şampiyonluğu elinin tersiyle itti.

Bu sezon aynı takım kimlik değiştirdi, ofansif futbola geçme sinyali verdi. Tarihe geçti önce. CL'nin eşiğine 2 maçlık da olsa oturan sayılı Anadolu takımlarından oldu. (yaşım yetmediğinden kesin bir şey söyleyemeyeceğim ama ben kendimi bildim bileli CL ön elemesi oynayan bir Anadolu takımı yok) Ama öyle parlak bir başlangıç değildi. Bu seneki yaptığı 7 resmi maçta sadece 1 galibiyet alabildi.

Bugünkü Diyarbakır mağlubiyetiyle artık hiç kimse Sivasspor'u sahiplenmiyor. Düşseler kimse üzülmeyecek. Bunun sebebi ise ne Sivas şehri ne de Sivas taraftarı...

Hiç yorum yok: